Kemalizm, düşünsel esasları itibariyle, ulus-devlet bütünlüğü içerisinde, Türk ulusunun akıl ve bilimin önderliğinde çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmasını hedefleyen, ulusal egemenlik ve tam bağımsızlık hedeflerinin başarıyla gerçekleştirilmesini amaçlayan; Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Devrimcilik, Devletçilik ve Laiklik ilkeleri üzerine inşa edilmiş ve insanlığın ortak değerleri olan aydınlanmacı değerlere dayanan bir düşünce sistemidir. ​

​

Kemalizm, kavramsal anlam itibariyle Atatürkçü Düşünce'nin diğer adıdır. Yani onunla eş anlamlı bir sözcüktür. Bununla beraber "Kemalizm" kavramı, "Atatürkçü Düşünce" kavramından daha eskidir.​​

 

Ulusal Kurtuluş Savaşı döneminde işgal kuvvetleri tarafından Ulusal Mücadele yanlılarını ifade etmek için kullanılan "Kemalist" ifadesi (Kemal'in adamı, Kemalci anlamına gelir. İstanbul Hükümeti de o dönem Milli Mücadele hareketi için "Kemali" ifadesi kullanmıştır.), Cumhuriyetin ilanından sonraki süreçte siyasi bir kavrama dönüşmüş ve 1930'lu yıllarda Batılı siyaset bilimci ve düşünürler tarafından o dönem Avrupa'da popülarite kazanan Faşizm ve Komünizm ideolojilerine karşı bir alternatif ve "üçüncü yol" olarak ifade edilmiştir.

​

 

Yine aynı yıl Türkiye'de de Türk devriminin ideolojisi olarak "Kemalizm" kavramı kullanılmaya başlanmış ve 1931 yılında Türk Tarih Kurumu tarafından basılan Tarih kitaplarında, Türk devriminin altı ilkesinin bütünleyici ifadesi olarak "Kemalizm" kavramı kendine yer bulmuştur.

 

Yine o dönem Türkiye'de çıkan düşün dergileri olan "Ülkü" ve "Kadro" Dergileri de "Kemalizm" kavramını kullanmaya ve Kemalizm'in ideolojik yapısına ve görüşlerine ilişkin çeşitli makaleler yayınlamaya başladılar.​

 

Nihayetinde de 1935 yılında düzenlenen CHP IV.Büyük Kurultayı'nda hazırlanan parti programında altı ilke'den "Kemalizm prensipleri" olarak bahsedildi. Böylece Kemalizm, resmen Atatürk'ün de onayıyla siyasi bir kavram olarak Türk siyasi hayatına dahil olmuş oldu.

​

Öte yandan, "Atatürkçü Düşünce" kavramı, bundan çok sonraları 1960'lı yıllarda ortaya çıkmış ve kullanılmaya başlanmıştır.

 

Ancak bugün dahi, erken Cumhuriyet dönemi (Atatürk dönemi) ile ilgili yurtdışında yapılan Siyaset Bilimi ve Tarih çalışmalarında söz konusu dönemden "Kemalist dönem", o dönemdeki ideoloji için de "Kemalism" yani "Kemalizm" ifadesi kullanılmaktadır.

 

Bu bağlamda bizlerin, "Kemalizm" kavramını siyasi ve düşünsel literatürümüzde kullanmamızda hiçbir mahsur yoktur.​

 

"Kemalizm" kavramına yönelik olumsuz bakış özellikle 12 Eylül Darbesi döneminde gelişmiş, cuntanın her türlü insanlık dışı ve hukuksuz faaliyetinde Atatürk'ün adının arkasına sığınması, Kemalizm'in radikal, baskıcı bir rejim ideolojisi olduğu izlenimi yaratmıştır. Cumhuriyetin kurucu değerlerine ve Türk devriminin kazanımlarına savaş açmış olan Karşı-devrimci akımlar da bu kara propagandaya katılarak, Kemalizm'i olduğundan daha farklı, militarist, despotik bir rejim ideolojisi olarak lanse etmişlerdir.

​

 

Ancak bugün 21.yüzyıl Türkiye'sinde dahi, Kemalizm'in ne kadar geçerli ve düşünsel temelleri sağlam bir ideoloji olduğu her geçen gün daha çok ortaya çıkmaktır.

​

Not Baremi: Bu metin, ODTÜ KKK ADT tarafından Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 83.yıl dönümü olan 10 Kasım 2021 tarihinde yayınlanan ve 2024'te ikinci baskısı yapılan "Ulu Önder'in İzinde" Kitapçığı'nın "Kemalizm Nedir? Atatürkçü Düşünce'den Farklı Bir Kavram Mıdır? Neden Kemalizm Kavramını Kullanıyoruz?" başlıklı bölümden alıntılanmıştır. 

​

​

​