"20 TEMMUZ 1974'TE EN SEVİNÇLİ GÜNÜMÜZÜ YAŞADIK" (Söyleşi)
- Kemalist Kıbrıs

- 4 Oca 2022
- 3 dakikada okunur
Kemalist Kıbrıs dergisi olarak "Mücahitin sesi" söyleşilerimizin ilkini, Kıbrıs Türk Varoluş Mücadelesinde mücahitlik yapan Lefkoşa'nın tanınmış sahaflarından Sayın Ali Yapıcıoğlu ile gerçekleştirdik.
Söyleşiyi yapan: Ali ERGENDEDEOĞLU (ODTÜ KKK ADT)
A.E: Öncelikle söyleşi talebimizi kabul ettiğiniz için dergimiz adına teşekkür ederim. İlk olarak biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
A.Y: Bu sohbeti bana lütfettiğiniz için teşekkür ederim. Benim adım Ali Yapıcıoğlu. 77 yaşındayım. Limasol doğumluyum. Uzun bir tahsil evresinden sonra 30 senelik mütehatitlik yaptım. 2000'de emekli oldum. Ondan sonra 2002'de de Büyükhan'da evde oturmaktan ziyade vaktimi geçirmek üzere posta pullarını düzenleyerek bir de topladığım kitapları da bir araya getirerek bir düzenleme yöntemi seçtim ve 2021'e kadar geldim. Posta pullarında çok başarılıyım ve beynelmilel ödüllerim var. Kitap işinde de küçümsenmeyecek miktarda da kitap topladım, onlarla uğraşıyorum. Bir de lisede Atletizm'le başladığım spor hayatını üniversitede judo ve tekvando yaparak devam ettim. Bugün de uzakdoğu dövüş sanatları 2.dan siyah kuşak ünvanını antrenörlük de yapacak durumdayım. Bir de tekvando da milli hakemim. Yani benim hayatımı anlatmak için 5-6 saate sığmaz. Onun için genelleme yaparak bu kısmı sonlandırıyorum.
A.E: Siz 1974 öncesi dönemi yaşamış insanlardansınız. Türklerle Rumlar arası gerilim ne zaman ve neden başladı?
A.Y: Gerilimin başlama tarihi olarak Londra ve Zürih Antlaşmalarından sonra 1960'ta cumhuriyet kuruldu. Ondan sonra eşit statüde Türkler ve Rumlar diye eşit haklarda devlet mekanizmasında yer aldı. Fakat 1963 yılbaşısında Girne Kapısı'nda Rumlar makinalı tüfeklerle saldırıya geçtiler ve hadiselerin başlama tarihi olan 1963 senesinde, Türkler ve Rumlar iki zıt kutup olarak birbirleriyle mücadele etmeye başladılar.
A.E: Rumların ciddi bir kısmı Enosis istiyor muydu o dönemde?
A.Y: Evet, istiyordu. Rumların ciddi bir kısmı değil sadece, Makarios cumhurbaşkanı olarak politik idare etti. Ancak Sampson diye başka bir politik şahıs, resmen Yunanistan'a ilhak etmek üzere Makarios'u devirdi. Fakat onun bu hamleleri 1974 Barış Harekatını başlattı.
A.E: Peki siz ne zaman ve nasıl mücahitliğe başladınız?
A.Y: Bizim mücahitliğe başlamamız Limasol'de "isimsiz kahraman" olarak -hiçbir kaydı maydı yok- bir Türk olarak bize düşen vazifeleri yapmak üzere kendimize göre bazı görevler yaptık. Fakat biz 1962'de İstanbul'a tahsile gittiğimiz için, hadiseleri sonrasında İstanbul'dan takip ettik. Fakat ondan sonraki yapılması gereken her türlü eğitimlerimizi İstanbul'da aldık. Sonra terhisliğim ve İstanbul'dan döndükten ve eksiklerimi tamamladıktan sonra Askerlik Terhislik Belgemi aldım.
A.E: 1974 Barış Harekatı sırasında adada mıydınız?
A.Y: 1974 Barış Harekatı olduğunda benim 21 Temmuz 1974'te Kıbrıs'a gelmek üzere alınmış bir uçak biletim vardı. Fakat biz gazetelerde 20 Temmuz'da barış harekatı başladığını görünce, yollar kapandığı için, 1 gün farkıyla 1974 Barış Harekatına katılamamış olduk. Bu bir mucize mi desek, tesadüf mü desek bilemem. Eğer 19 Temmuz'da gelseydim, Limasol'deki çarpışmaların göbeğinde yer alacaktım. Bizim üniversitedeki sınavlarımız 16 Temmuz'da bitti. Samspon, Makarios'u 15 Temmuz günü devirmişti. Fakat kendi aralarında bir faaliyet gibi görmüştük ve o sebeple sınavlarımız da bittiği için Kıbrıs'a gitmek üzere 21 Temmuz 1974 gününe alınmış biletim vardı. Fakat yollar kapanınca da biletimizi iptal ettik.
A.E: Peki harekat haberini ilk duyduğunuzda ne hissettiniz?
A.Y: 20 Temmuz sabahı kalktığımızda Kıbrıs Barış Harekatı'nın başladığını radyolarından Bülent Ecevit'in ağzından duyduk. Ama bu kadar kapsamlı neticeler çıkacağını sonradan fark ettik. En sevinçli günümüzü yaşadık.
A.E: Sayın Rauf Denktaş ve Fazıl Küçük'le tanışma şansınız oldu mu?
A.Y: Ben, Doktor Küçük'le biz 1960'te liseden mezun olduktan sonra malikanesinde bize kokteyl verdi ve istikbalimizin ve Kıbrıs'a yakışır şekilde üniversitelerimizde okuyup dönmek üzere nasihat ettiğini, ve yüz yüze Dr.Küçük'le sohbet ettik ve Limasol'e geldiğinde de görürdük kendisini. Ama bilfiil, yüzyüze görüşme köşkte oldu. Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı'ydı o dönem. Sayın Denktaş'la ise sohbet etme şansımız daha kolay olurdu. Çünkü etkinliklere gelirdi orada sık sık yüz yüze konuşma fırsatı bulurduk. Karaman köyünde kaldığım zamanda, benim almış olduğum bir ödülden dolayı tebrik etmek için evime kadar geldi.
A.E: Kıbrıs'ta Türklere yönelik saldırılar sırasında hiç umutsuzluğa kapıldığınız oldu mu?
A.Y: Benim inançlarıma göre zaten 1974'ten sonra hiçbir kurşun sıkılmadı. Demek ki 20 Temmuz garantimiz ve teminatımızdı ve bugüne kadar huzur içinde mutlu mesut bir şekilde geldik. Rumlar kendi tarafında, bizler kendi tarafımızda. Hiç umutsuzluğa kapılmadık. Bilakis cesaretimiz arttı. Hamlelerimiz daha ciddi oldu. Mutlu ve mesut yaşıyoruz.
A.E: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilan edildiği günü hatırlıyor musunuz? Neler hissetmiştiniz?
A.Y: Hatırlıyorum tabi. Çok mutluyduk, coşkuluyduk o gün. Ben Lefkoşa'da Sarayönü'ndeki mitinge katılmıştım. İnsanlarda büyük bir coşku ve sevinç vardı.
A.E: Biliyorsunuz yaklaşık 15 yıl önce Kıbrıs'ta Annan Referandumu yapıldı. Türk tarafında %65 oranında Evet, Rum tarafından %72 oranında hayır çıktı. Sizce Kıbrıs'ta iki toplumun bir devlet çatısı altında bir araya gelmesi mümkün mü? Yoksa Kıbrıs Türk halkı artık kendi devleti çatısı altında mı yaşamalı?
A.Y: Annan Planı kabul edilseydi, Türk halkı zarara uğrayacaktı. Biz bir risk alarak hepimiz "evet" dedik. Allahın sevgili kullarından biri olduğumuz için de Rumlar "hayır" dedi. Rumların itimat edilebilme derecesi "yüzüne güler ve arkanda aleyhinde olabilir". Bu haliyle iki devletli çözüm en iyi çözümdür.
A.E: Son olarak gençlere tavsiyeniz nedir?
A.Y: Yalan propagandalara kanarak, bazı hadiselerde büyüklerin nasihatini dinleyerek, "ben inanmıyorum bir de ben deneyeyim" girişimine geçmesinler. Çünkü geçmişteki hadiseler geleceğin ışığıdır. "Bu hadiselerde belki de büyüklerimiz yalan söylüyorlar" diyerek itimatsızlık telkin ediliyor. Geçmişte çekilen mezalimin yansıması bugündür.
.png)






Yorumlar